Törenin açılışında konuşan Millî Eğitim Bakanı Doç. Dç. Hüseyin Çelik, Avrupa Birliği (AB) ile ilgili ilk temasın 1959 yılında başladığını anımsattı. Bu dönemde zikzaklar çizildiğini belirten Bakan Çelik, 1960'da müracaatı yapan dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun idam edildiğini kaydetti.
Bakan Çelik, "Bir askeri darbe yaptık ve başbakanla birlikte bu ülkenin maliye bakanı ve dışişleri bakanını astık resmen. Bu, kara bir leke olarak tarihe geçti. AB'ye müracaat eden Fatin Rüştü Zorlu asılmıştır, idam edilmiştir. Bunu, çocuklarımızın unutmaması lazım" diye konuştu.
Türkiye'nin üyeliği sürecinde, AB'de karşı çıkan, zorluk çıkaran yöneticiler olduğunu söyleyen Çelik, şöyle devam etti: "Bazı ülkeler bizi istemediklerini ifade ediyorlar. Ama bu işte bizim hiç kusurumuz yok mu diye sorarsanız, var. Şu anda kendisi merhum oldu, bir başbakan biz Yunanistan'dan daha önce AB'ye girecekken adeta 'ben küstüm, oynamıyorum' dedi ve işi yarıda bıraktı. Süreç maalesef dondu, kaldı. Ama şu anda AB'ye aday ülkeyiz, müzakere tarihi aldık, ancak bu süreç çok hızlı yürümüyor."
Bakan Çelik, AB ile ilgili olarak Hükümet'e yöneltilen "önce hızlı başladı, sonra hızını, heyecanını kaybetti" eleştirilerinin "haksız" olduğunu ifade etti. Hükümetin bu süreçten vazgeçmesinin söz konusu olmadığının altını çizen Bakan Çelik, herkesin bu sürece kilitlenmiş olduğunu söyledi.
AB muhaliflerinin "AB'ye girersek milli kültürümüz elden gider" dediğini belirten Bakan Çelik, "Şu anda 27 üye ülkesi var. Bu ülkeler arasında dininden, dilinden vazgeçen var mı? Yok. Bunlar çok yanlış, kirli bilgilerdir. Bunun aslı astarı yoktur, doğru değildir" diye konuştu.
Bakan Çelik, AB'nin gökkuşağına benzetilebileceğini, birlik içinde 27 farklı renk olduğunu, her ülkenin kendi rengiyle orada temsil edildiğini belirterek, "Biz eğer AB'ye tam üye olacaksak kendi milli kültürümüzü, dinimizi, dilimizi koruyarak, bizi biz yapan, bizi başkalarından farklı kılan özelliklerimizi koruyarak bu birliğe üye olacağız. Yozlaşmadan uzlaşacağız" dedi.
Öykü yarışmasına konu olan ilkelerin AB'nin kuruluş felsefesini ifade ettiğini belirten Bakan Çelik, bu ilkelerin barış, birlik, eşitlik, özgürlük, güvenlik, dayanışma olduğunu ve Türkiye'nin bunların hiçbirine karşı olmadığını vurguladı.
Bakan Çelik, şöyle devam etti: "Avrupalılar, bizim AB'ye üye olmamız için yalvarmıyor. Biz kendi irademizle, ülkemizin ve insanımızın menfaati için bu birlik içerisinde yer almak istiyoruz. Dolayısıyla orada oyunun kuralı neyse ona göre de oynamak zorundayız. AB'deki bazı ülkeler ve bazı liderler diğer üye ülkelerden ve aday ülkelerden istemediklerini bizden istiyor. Ekstra şeyler istiyorlar, bu da büyük bir haksızlık. Bu yanlış. Bu tür söylemler, Türk insanını tereddütte düşürüyor. Şüphesiz ki 27 ülke homojen değil. Birisi bizden yana iken, diğeri bize karşı olabiliyor. Tıpkı Türkiye'deki gibi. Türkiye'deki bütün siyasi partiler AB'ye aynı yaklaşımla mı yaklaşıyor? AK Parti'nin AB ile ilgili olan ilişkileri, duruşu, CHP'nin, MHP'nin ve diğer partilerinkiyle aynı mı? Değil. Biz Türkiye için, Türk insanı için AB'ye adayız ve üye olmak istiyoruz. Başkasının hatırı için değil."
Bakan Çelik, yarışmadan da söz ederek, gençlerin AB'nin ne olduğunu bilmesi, bu duyguları yazıya dökmesinin son derece önemli olduğunu kaydetti.
Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Tibor Varadi de yaptığı konuşmada yarışmaya AB'nin dayandığı özgürlük, eşitlik ve dayanışma gibi temel değerler hakkında yazılmış öykülerin katıldığını anımsattı. Varadi, yarışmanın Türk kamuoyunu AB konusunda bilgilendirmeyi amaçladığını kaydetti.
Yarışmaya katılan öğrencilerin, öykülerini kaleme almadan önce, sanatçı ve yazarlardan öykü yazımı konusunda eğitim aldıklarını belirterek, bu eğitime 1000 öğrencinin katıldığını kaydetti. Varadi, dereceye giren üç öğrencinin Paris ve Brüksel seyahati ile ödüllendirileceğini söyledi.
Konuşmaların ardından 13 ilde başarılı olan öğrencilere ödülleri verildi. Bakan Çelik ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Varadi, "Zirvedeki Esaret" isimli öyküyle birinci olan Adana Mehmet Özöncel Anadolu Lisesi'nden Dilan Yaman'a, "Göç Yolu" isimli öyküyle ikinci olan Adana Mehmet Özöncel Anadolu Lisesi'nden Yunus Emre Yıldız'a ve "Dostluğa Akan Sular" isimli öyküsüyle üçüncü olan Gaziantep Şehitkamil Fitnat Nuri Tekerekoğlu Anadolu Lisesi'nden Sonay Tepe'ye ödüllerini verdi.